2 Nisan 2010 Cuma

KAPALIÇARŞI VARKEN İSTİNYE PARK, CEVAHİR, KANYON ORALARI DA NEYMİŞ.




Ne Kanyon... Ne İstinye Park... Ne de  Cevahir. 


1461 yılında o zamanın şartlarına göre yapılmış Dünyanın ilk alışveriş merkezi...  Kapalıçarşı'yı harita ile gezdikten sonra ve o mistik havayı içime çektinken sonra illa KAPALIÇARŞI, illa KAPALIÇARŞI diyorum.



64 cadde ve sokaktan oluşan çarşının 22 kapısı var imiş. Bu ecdad yadigarına sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Şu an resimde birinci kapısı olduğu belirtilen Nuruosmaniye Kapısı görülüyor.

Birgün vaktimin bol olduğunda 22 kapısını da ayrı ayrı resimlemek dileğim.


Kapalıçarşı’nın temeli 1461 yılında atılmış. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkez olmuş turistler için adeta.

Sanki küçük şehir gibi, büyüdükçe büyümüş. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 22 kapı, 17 han olduğu söyleniyor.  

Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan bu eser,  15. yüzyıl’dan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiş. 

 Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı imiş. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurmuş. . Depremler ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramış. Ne geçirirse geçirsin aslına uygun onarılması gereken elimizdeki bir hazine bu çarşı aslında. Ama kıymetini bilmiyormuşuz gibi geliyor bana. 



Öyle güzel dükkanlar var ki hepsinin genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiş. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurmuş. (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasakmış o yıllarda. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezmiş.  Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazmış.. Mış mış mış da, miş miş miş.. Şimdi de aynı böyle demek nasıl isterdim.

Suudi Arabistan'da yıkılan Osmanlı Eserlerine tepki gösterelim diyen tarihçilerin, özellikle ünlü tarihçi Murat Bardakçı'nın kendi ülkemizin yıkılan eserlerine sahip çıkalım diye kampanya oluşturması lazım. Geçenlerde gazetesine yazdığı köşesinde yurt dışındaki eserlere sahip çıkılması ile ilgili yazısını okurken, gözümün önünden şairin dediği gibi Kapalıçarşı deyip geçme, Kapalı kutu adlı şiiri geçti. Gerçekten de Kapalı kutu idi orası, altınıyla, üretimiyle, tarihiyle, ustasıyla, çırağıyla harika bir mekan. Haritasıyla aslında gezilmeli derim ben..


Ünlü Amerikan Atasözünde dediği gibi;

Altın Ateşle,
Kadın Altınla,
Erkekte kadınla erir.

Bende takmayı sevmediğim halde bu altınlara bakakaldım, eridim mi yoo ama, içim gitti. Keşke benim olsa dedim mi dedim.  





Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkânın öyle kokar işte.

Kapalı Çarşı deyip de geçme;
Kapalı Çarşı kapalı kutu.


Kapalıçarşı’da hangi dükkanlar gezilir?

Gramofon Baba



Kapalıçarşı'yı gezerseniz burada muhakkak uğramanız gereken dükkânlar Türkiye’nin son gramofon ustası Mehmet Amca’nın dükkânı. Eski gramofonların süslediği dükkânda şanlıysanız eski bir plak dinleme şansı bile yakalayabilirsiniz. Yalnız dükkâna geldiğinizde duvarda yazan ziyaret süresine uymanız Mehmet Amca için önemli. 




Yazzma


Kapalıçarşı’nın yolunu tutanların ilk duraklarından olan kumaşcılar. İstanbul'da görüp hayran olabileceğiniz nadide kumaş dükkanlarıyla doludur.

Moda dünyasının önde gelen isimlerinin de severek alışveriş yaptığı Kapalıçarşı'da her dükkan içinde çeşitli kumaş ve dekorasyon ürünleri bulmanız mevcut. Tektekçiler Sokak’ta yer alan Yazzma'da bunlardan biri. Rengârenk desenlerle süslü kumaşların ve yastık kılıflarının olduğu bu dükkânda gezerken desenler içinde kaybolabilirsiniz. 



Army of Love Shop



Kapalıçarşı’yı gezerken nasıl bir dükkânla karşılaşacağınız hiç belli olmaz. Değişik ürünleri ile ilgi çekici Army of Love’da bunlardan biri üniforma tutkunuysanız burayı çok seveceğinize garanti veriyorum. Kapalıçarşı içinde yer alan dükkan Tacirler Sokak’ta bulunanan ve birbirinden farklı üniforma ve asker kıyafetleriyle dolu olan Army of Love'da farklı yaka iğnesi, broş, madalyon ve postal gibi pek çok ürün yer alıyor. Bu tarz değişik dükkanları gezmeyi seviyorsanız, Kapalıçarşı'yı gezerken Army of Love'ı es geçmeyin.


Fleme Cam



Perdahcılar Sokak’ta yer alan Osmanlı’nın eşsiz dokusunu hissedebileceğiniz cam ürün satan dükkânlar ruhunuza çok iyi gelecek. Üfleme cam sanatıyla yapılan bu ürünler, renkli ve renksiz camlarla, özel desenler kullanılarak üretiliyor. Bardak, kadeh, parfüm şişesi ve her boyda tasarlanan özel şişe tasarımlarıyla oldukça zengin çeşitlerin bulunduğu cam aksesuar dükkanları, Kapalıçarşı'yı gezerken ilk gözünüze çarpan dükkanlar arasında yer alacak.


Kapalıçarşı'nın en güzel Han'ı Zincirli Han!





Kapalıçarşı içinde bulunan benim için en güzel yer "Zincirli Han" oldu. Kuyumcular Caddesi’ni takip ederseniz şimdilerde kuyumcuların atölyelerinin yer aldığı “Zincirli Han”a ulaşırsınız. Çarşı içerisinde kendine has çehresini hala muhafaza eden “Zincirli Han” tahmini olarak 18.yüzyıl sonlarında, iki katlı olarak inşa edilmiş. Söylenenlere göre, eskiden hanın odalarında ocaklar bulunuyormuş. Kuyumcu ustaları halen bu hanı kullanıyorlar. Burada bir çay molası verip Han’ın güzelliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. “Zincirli Han”dan çıkıp, “Cevahir Bedesteni”ne geri dönmek için kullanacağınız “İnciciler Kapısının üzerindeki kartal resmine dikkatlice bakmayı ihmal etmeyin. Çünkü bu resim çarşının bu bölümünün Bizans döneminden kaldığını gösteren bir semboldür.


Kapalıçarşı’da gezerken neler yenebilir? 


Fahri Usta



Kapalıçarşı, keyifli dükkânlarının yanı sıra tam bir lezzet yeridir. Günün büyük bir bölümünü burada geçirdiyseniz salaş restoranlarında yemek yiyebilirsiniz. Önerilerimden biri ise; Fahri Usta’da yemek yemeniz. Tabi eğer açık bulursanız. Lezzetinin ünü Kapalıçarşı’ya yayılmış olan mekân sahibi Fahri Usta’nın helvası için insanlar kuyruğa giriyormuş. Bugün çıkan yemekte, yarın bulunmazmış. Şanlı gününüzdeyseniz köfte ve pilavını yiyebilirsiniz. Kapalı Çarşı içinde bulunan Sıraodalar Sokağı’nda yer alan dükkânda yemek erken saatlerde bitiyor.


Can Oba Restaurant


Kapalıçarşı içinde Michael yıldızlı bir dükkân görünce ilk tepkim şaşkınlık olsa da Can Oba Restaurant'ını günümüzde bilmeyen kalmamış. Ünlü lezzet üstadı Vedat Milor’un konuk olduğu restaurantta muhakkak yemek yemenizi öneririm. Ama gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırın. 


Derman


Ciğer sever biriyseniz Kapalıçarşı’da yiyebileceğiniz bir durak mevcut. Derman, Postahane civarında Ganiçelebi Sokak’ta yer alıyor. 


Burç Kebap


Çarşı içinde bulunan bir lezzet durağı da Burç Kebap incecik hamuruyla yaptıkları lahmacunları enfes. Kebapta da üstat olan mekan, Kapalıçarşı içinde Parçacılar Sokak’ta yer alıyor.


Kapalıçarşı'ya nasıl gidilir?


İstanbul'un Beyazıt ilçesinde bulunan Kapalıçarşı'ya Tranvay ve Otobüs ile çok rahat gidebilirsiniz. 

kaynak:http://www.istanbul.com/tr/sehir/yasa/kapali-carsinin-bilinmeyenlerini-kesfetmeye-cikalim







KAPALIÇARŞI VARKEN İSTİNYE PARK, CEVAHİR, KANYON ORALARI DA NEYMİŞ.




Ne Kanyon... Ne İstinye Park... Ne de  Cevahir. 


1461 yılında o zamanın şartlarına göre yapılmış Dünyanın ilk alışveriş merkezi...  Kapalıçarşı'yı harita ile gezdikten sonra ve o mistik havayı içime çektinken sonra illa KAPALIÇARŞI, illa KAPALIÇARŞI diyorum.



64 cadde ve sokaktan oluşan çarşının 22 kapısı var imiş. Bu ecdad yadigarına sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Şu an resimde birinci kapısı olduğu belirtilen Nuruosmaniye Kapısı görülüyor.

Birgün vaktimin bol olduğunda 22 kapısını da ayrı ayrı resimlemek dileğim.


Kapalıçarşı’nın temeli 1461 yılında atılmış. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkez olmuş turistler için adeta.

Sanki küçük şehir gibi, büyüdükçe büyümüş. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 22 kapı, 17 han olduğu söyleniyor.  

Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan bu eser,  15. yüzyıl’dan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiş. 

 Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı imiş. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurmuş. . Depremler ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramış. Ne geçirirse geçirsin aslına uygun onarılması gereken elimizdeki bir hazine bu çarşı aslında. Ama kıymetini bilmiyormuşuz gibi geliyor bana. 


Öyle güzel dükkanlar var ki hepsinin genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiş. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurmuş. (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasakmış o yıllarda. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezmiş.  Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazmış.. Mış mış mış da, miş miş miş.. Şimdi de aynı böyle demek nasıl isterdim.


Suudi Arabistan'da yıkılan Osmanlı Eserlerine tepki gösterelim diyen tarihçilerin, özellikle ünlü tarihçi Murat Bardakçı'nın kendi ülkemizin yıkılan eserlerine sahip çıkalım diye kampanya oluşturması lazım. Geçenlerde gazetesine yazdığı köşesinde yurt dışındaki eserlere sahip çıkılması ile ilgili yazısını okurken, gözümün önünden şairin dediği gibi Kapalıçarşı deyip geçme, Kapalı kutu adlı şiiri geçti. Gerçekten de Kapalı kutu idi orası, altınıyla, üretimiyle, tarihiyle, ustasıyla, çırağıyla harika bir mekan. Haritasıyla aslında gezilmeli derim ben..


Ünlü Amerikan Atasözünde dediği gibi;

Altın Ateşle,
Kadın Altınla,
Erkekte kadınla erir.

Bende takmayı sevmediğim halde bu altınlara bakakaldım, eridim mi yoo ama, içim gitti. Keşke benim olsa dedim mi dedim.  





Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkânın öyle kokar işte.

Kapalı Çarşı deyip de geçme;
Kapalı Çarşı kapalı kutu.


Kapalıçarşı’da hangi dükkanlar gezilir?
Gramofon Baba



Kapalıçarşı'yı gezerseniz burada muhakkak uğramanız gereken dükkânlar Türkiye’nin son gramofon ustası Mehmet Amca’nın dükkânı. Eski gramofonların süslediği dükkânda şanlıysanız eski bir plak dinleme şansı bile yakalayabilirsiniz. Yalnız dükkâna geldiğinizde duvarda yazan ziyaret süresine uymanız Mehmet Amca için önemli. 




Yazzma

Kapalıçarşı’nın yolunu tutanların ilk duraklarından olan kumaşcılar. İstanbul'da görüp hayran olabileceğiniz nadide kumaş dükkanlarıyla doludur.

Moda dünyasının önde gelen isimlerinin de severek alışveriş yaptığı Kapalıçarşı'da her dükkan içinde çeşitli kumaş ve dekorasyon ürünleri bulmanız mevcut. Tektekçiler Sokak’ta yer alan Yazzma'da bunlardan biri. Rengârenk desenlerle süslü kumaşların ve yastık kılıflarının olduğu bu dükkânda gezerken desenler içinde kaybolabilirsiniz. 



Army of Love Shop


Kapalıçarşı’yı gezerken nasıl bir dükkânla karşılaşacağınız hiç belli olmaz. Değişik ürünleri ile ilgi çekici Army of Love’da bunlardan biri üniforma tutkunuysanız burayı çok seveceğinize garanti veriyorum. Kapalıçarşı içinde yer alan dükkan Tacirler Sokak’ta bulunanan ve birbirinden farklı üniforma ve asker kıyafetleriyle dolu olan Army of Love'da farklı yaka iğnesi, broş, madalyon ve postal gibi pek çok ürün yer alıyor. Bu tarz değişik dükkanları gezmeyi seviyorsanız, Kapalıçarşı'yı gezerken Army of Love'ı es geçmeyin.


Fleme Cam


Perdahcılar Sokak’ta yer alan Osmanlı’nın eşsiz dokusunu hissedebileceğiniz cam ürün satan dükkânlar ruhunuza çok iyi gelecek. Üfleme cam sanatıyla yapılan bu ürünler, renkli ve renksiz camlarla, özel desenler kullanılarak üretiliyor. Bardak, kadeh, parfüm şişesi ve her boyda tasarlanan özel şişe tasarımlarıyla oldukça zengin çeşitlerin bulunduğu cam aksesuar dükkanları, Kapalıçarşı'yı gezerken ilk gözünüze çarpan dükkanlar arasında yer alacak.


Kapalıçarşı'nın en güzel Han'ı Zincirli Han!



Kapalıçarşı içinde bulunan benim için en güzel yer "Zincirli Han" oldu. Kuyumcular Caddesi’ni takip ederseniz şimdilerde kuyumcuların atölyelerinin yer aldığı “Zincirli Han”a ulaşırsınız. Çarşı içerisinde kendine has çehresini hala muhafaza eden “Zincirli Han” tahmini olarak 18.yüzyıl sonlarında, iki katlı olarak inşa edilmiş. Söylenenlere göre, eskiden hanın odalarında ocaklar bulunuyormuş. Kuyumcu ustaları halen bu hanı kullanıyorlar. Burada bir çay molası verip Han’ın güzelliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. “Zincirli Han”dan çıkıp, “Cevahir Bedesteni”ne geri dönmek için kullanacağınız “İnciciler Kapısının üzerindeki kartal resmine dikkatlice bakmayı ihmal etmeyin. Çünkü bu resim çarşının bu bölümünün Bizans döneminden kaldığını gösteren bir semboldür.


Kapalıçarşı’da gezerken neler yenebilir? 

Fahri Usta


Kapalıçarşı, keyifli dükkânlarının yanı sıra tam bir lezzet yeridir. Günün büyük bir bölümünü burada geçirdiyseniz salaş restoranlarında yemek yiyebilirsiniz. Önerilerimden biri ise; Fahri Usta’da yemek yemeniz. Tabi eğer açık bulursanız. Lezzetinin ünü Kapalıçarşı’ya yayılmış olan mekân sahibi Fahri Usta’nın helvası için insanlar kuyruğa giriyormuş. Bugün çıkan yemekte, yarın bulunmazmış. Şanlı gününüzdeyseniz köfte ve pilavını yiyebilirsiniz. Kapalı Çarşı içinde bulunan Sıraodalar Sokağı’nda yer alan dükkânda yemek erken saatlerde bitiyor.


Can Oba Restaurant

Kapalıçarşı içinde Michael yıldızlı bir dükkân görünce ilk tepkim şaşkınlık olsa da Can Oba Restaurant'ını günümüzde bilmeyen kalmamış. Ünlü lezzet üstadı Vedat Milor’un konuk olduğu restaurantta muhakkak yemek yemenizi öneririm. Ama gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırın. 


Derman

Ciğer sever biriyseniz Kapalıçarşı’da yiyebileceğiniz bir durak mevcut. Derman, Postahane civarında Ganiçelebi Sokak’ta yer alıyor. 


Burç Kebap

Çarşı içinde bulunan bir lezzet durağı da Burç Kebap incecik hamuruyla yaptıkları lahmacunları enfes. Kebapta da üstat olan mekan, Kapalıçarşı içinde Parçacılar Sokak’ta yer alıyor.


Kapalıçarşı'ya nasıl gidilir?


İstanbul'un Beyazıt ilçesinde bulunan Kapalıçarşı'ya Tranvay ve Otobüs ile çok rahat gidebilirsiniz. 

kaynak:http://www.istanbul.com/tr/sehir/yasa/kapali-carsinin-bilinmeyenlerini-kesfetmeye-cikalim







KAPALIÇARŞI VARKEN İSTİNYE PARK, CEVAHİR, KANYON ORALARI DA NEYMİŞ.




Ne Kanyon... Ne İstinye Park... Ne de  Cevahir. 


1461 yılında o zamanın şartlarına göre yapılmış Dünyanın ilk alışveriş merkezi...  Kapalıçarşı'yı harita ile gezdikten sonra ve o mistik havayı içime çektinken sonra illa KAPALIÇARŞI, illa KAPALIÇARŞI diyorum.



64 cadde ve sokaktan oluşan çarşının 22 kapısı var imiş. Bu ecdad yadigarına sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Şu an resimde birinci kapısı olduğu belirtilen Nuruosmaniye Kapısı görülüyor.

Birgün vaktimin bol olduğunda 22 kapısını da ayrı ayrı resimlemek dileğim.


Kapalıçarşı’nın temeli 1461 yılında atılmış. Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkez olmuş turistler için adeta.

Sanki küçük şehir gibi, büyüdükçe büyümüş. İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 22 kapı, 17 han olduğu söyleniyor.  

Fatih Sultan Mehmet tarafından yapılan bu eser,  15. yüzyıl’dan kalan kalın duvarlı, bir seri kubbe ile örtülü eski iki yapının etrafı sonraki yüzyıllarda, gelişen sokakların üzerleri örtülerek, ekler yapılarak bir alışveriş merkezi haline getirilmiş. 

 Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı imiş. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurmuş. . Depremler ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramış. Ne geçirirse geçirsin aslına uygun onarılması gereken elimizdeki bir hazine bu çarşı aslında. Ama kıymetini bilmiyormuşuz gibi geliyor bana. 


Öyle güzel dükkanlar var ki hepsinin genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiş. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurmuş. (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasakmış o yıllarda. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezmiş.  Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazmış.. Mış mış mış da, miş miş miş.. Şimdi de aynı böyle demek nasıl isterdim.


Suudi Arabistan'da yıkılan Osmanlı Eserlerine tepki gösterelim diyen tarihçilerin, özellikle ünlü tarihçi Murat Bardakçı'nın kendi ülkemizin yıkılan eserlerine sahip çıkalım diye kampanya oluşturması lazım. Geçenlerde gazetesine yazdığı köşesinde yurt dışındaki eserlere sahip çıkılması ile ilgili yazısını okurken, gözümün önünden şairin dediği gibi Kapalıçarşı deyip geçme, Kapalı kutu adlı şiiri geçti. Gerçekten de Kapalı kutu idi orası, altınıyla, üretimiyle, tarihiyle, ustasıyla, çırağıyla harika bir mekan. Haritasıyla aslında gezilmeli derim ben..


Ünlü Amerikan Atasözünde dediği gibi;

Altın Ateşle,
Kadın Altınla,
Erkekte kadınla erir.

Bende takmayı sevmediğim halde bu altınlara bakakaldım, eridim mi yoo ama, içim gitti. Keşke benim olsa dedim mi dedim.  





Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkânın öyle kokar işte.

Kapalı Çarşı deyip de geçme;
Kapalı Çarşı kapalı kutu.


Kapalıçarşı’da hangi dükkanlar gezilir?
Gramofon Baba



Kapalıçarşı'yı gezerseniz burada muhakkak uğramanız gereken dükkânlar Türkiye’nin son gramofon ustası Mehmet Amca’nın dükkânı. Eski gramofonların süslediği dükkânda şanlıysanız eski bir plak dinleme şansı bile yakalayabilirsiniz. Yalnız dükkâna geldiğinizde duvarda yazan ziyaret süresine uymanız Mehmet Amca için önemli. 




Yazzma

Kapalıçarşı’nın yolunu tutanların ilk duraklarından olan kumaşcılar. İstanbul'da görüp hayran olabileceğiniz nadide kumaş dükkanlarıyla doludur.

Moda dünyasının önde gelen isimlerinin de severek alışveriş yaptığı Kapalıçarşı'da her dükkan içinde çeşitli kumaş ve dekorasyon ürünleri bulmanız mevcut. Tektekçiler Sokak’ta yer alan Yazzma'da bunlardan biri. Rengârenk desenlerle süslü kumaşların ve yastık kılıflarının olduğu bu dükkânda gezerken desenler içinde kaybolabilirsiniz. 



Army of Love Shop


Kapalıçarşı’yı gezerken nasıl bir dükkânla karşılaşacağınız hiç belli olmaz. Değişik ürünleri ile ilgi çekici Army of Love’da bunlardan biri üniforma tutkunuysanız burayı çok seveceğinize garanti veriyorum. Kapalıçarşı içinde yer alan dükkan Tacirler Sokak’ta bulunanan ve birbirinden farklı üniforma ve asker kıyafetleriyle dolu olan Army of Love'da farklı yaka iğnesi, broş, madalyon ve postal gibi pek çok ürün yer alıyor. Bu tarz değişik dükkanları gezmeyi seviyorsanız, Kapalıçarşı'yı gezerken Army of Love'ı es geçmeyin.


Fleme Cam


Perdahcılar Sokak’ta yer alan Osmanlı’nın eşsiz dokusunu hissedebileceğiniz cam ürün satan dükkânlar ruhunuza çok iyi gelecek. Üfleme cam sanatıyla yapılan bu ürünler, renkli ve renksiz camlarla, özel desenler kullanılarak üretiliyor. Bardak, kadeh, parfüm şişesi ve her boyda tasarlanan özel şişe tasarımlarıyla oldukça zengin çeşitlerin bulunduğu cam aksesuar dükkanları, Kapalıçarşı'yı gezerken ilk gözünüze çarpan dükkanlar arasında yer alacak.


Kapalıçarşı'nın en güzel Han'ı Zincirli Han!



Kapalıçarşı içinde bulunan benim için en güzel yer "Zincirli Han" oldu. Kuyumcular Caddesi’ni takip ederseniz şimdilerde kuyumcuların atölyelerinin yer aldığı “Zincirli Han”a ulaşırsınız. Çarşı içerisinde kendine has çehresini hala muhafaza eden “Zincirli Han” tahmini olarak 18.yüzyıl sonlarında, iki katlı olarak inşa edilmiş. Söylenenlere göre, eskiden hanın odalarında ocaklar bulunuyormuş. Kuyumcu ustaları halen bu hanı kullanıyorlar. Burada bir çay molası verip Han’ın güzelliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. “Zincirli Han”dan çıkıp, “Cevahir Bedesteni”ne geri dönmek için kullanacağınız “İnciciler Kapısının üzerindeki kartal resmine dikkatlice bakmayı ihmal etmeyin. Çünkü bu resim çarşının bu bölümünün Bizans döneminden kaldığını gösteren bir semboldür.


Kapalıçarşı’da gezerken neler yenebilir? 

Fahri Usta


Kapalıçarşı, keyifli dükkânlarının yanı sıra tam bir lezzet yeridir. Günün büyük bir bölümünü burada geçirdiyseniz salaş restoranlarında yemek yiyebilirsiniz. Önerilerimden biri ise; Fahri Usta’da yemek yemeniz. Tabi eğer açık bulursanız. Lezzetinin ünü Kapalıçarşı’ya yayılmış olan mekân sahibi Fahri Usta’nın helvası için insanlar kuyruğa giriyormuş. Bugün çıkan yemekte, yarın bulunmazmış. Şanlı gününüzdeyseniz köfte ve pilavını yiyebilirsiniz. Kapalı Çarşı içinde bulunan Sıraodalar Sokağı’nda yer alan dükkânda yemek erken saatlerde bitiyor.


Can Oba Restaurant

Kapalıçarşı içinde Michael yıldızlı bir dükkân görünce ilk tepkim şaşkınlık olsa da Can Oba Restaurant'ını günümüzde bilmeyen kalmamış. Ünlü lezzet üstadı Vedat Milor’un konuk olduğu restaurantta muhakkak yemek yemenizi öneririm. Ama gitmeden mutlaka rezervasyon yaptırın. 


Derman

Ciğer sever biriyseniz Kapalıçarşı’da yiyebileceğiniz bir durak mevcut. Derman, Postahane civarında Ganiçelebi Sokak’ta yer alıyor. 


Burç Kebap

Çarşı içinde bulunan bir lezzet durağı da Burç Kebap incecik hamuruyla yaptıkları lahmacunları enfes. Kebapta da üstat olan mekan, Kapalıçarşı içinde Parçacılar Sokak’ta yer alıyor.


Kapalıçarşı'ya nasıl gidilir?


İstanbul'un Beyazıt ilçesinde bulunan Kapalıçarşı'ya Tranvay ve Otobüs ile çok rahat gidebilirsiniz. 

kaynak:http://www.istanbul.com/tr/sehir/yasa/kapali-carsinin-bilinmeyenlerini-kesfetmeye-cikalim