15 Şubat 2015 Pazar

RAHMİ KOÇ MÜZESİ HASKÖY

Müze ve tarihi eserleri herkes gezmeyi sevmez. Hatta ne zevk alıyorsunuz taşı toprağı gezmekten, müzelerde onları sergilemeyi seyretmekten derler. Zevk tabiki de...




Ancak ve de ancak Rahmi Koç Müzesinden genç, ihtiyar, çocuk herkes zevk alabilir. Zevk alacağı bir şey bulabilir. Koç ailesine bu güzel müzeyi İstanbul halkına kazandırdığı için teşekkür ediyorum. Evime yakın olmasından dolayı gelen misafirlerimle  bu müzeyi ziyaret etmeyi bir borç bilen ben. Önce evimde kahvaltı veriyorum. Kahvaltıdan sonra Müze gezisi ve kahve molasıyla gezinin sonlandırılmasını da kendime tarz eyliyorum. Bu bana biraz pahalıya mal oluyor ama. Yarattığı zevk vücudumda mutluluk hormonu salgılıyor. O da beni dinç kılıyor.. 

Bu benim tarzım diyerek bu haftasonu misafirlerimizle gezdiğimiz Rahmi Koç Müzesi yazımı okumanızı  ve bir akbil, bir taksi veya vapurla bu müzeyi ziyaret etmenizi öneriyorum. 


Haliç’in kuzey yakasındaki Hasköy semtindeki Rahmi  Koç Müzesi 1994 yılında ziyarete açılmış,   yaklaşık 27 bin metrekarelik alana yayılan müze, üç ana bölümden oluşmuştur.

Tarihi Lengerhane Binası

Osmanlılarda gemiyi sabitlemek için denize atılan zincir ve ucundaki çapaya Lenger, bunların yapıldığı yere ise Lengerhane denilmiştir. Bizans döneminde başka maksatlar için inşa edilmiş bir binanın temelleri üzerine kurulmuş bu Osmanlı Lengerhanesi’nin geçmişi, Sultan III.Ahmet devrine uzanmaktadır.

Müzenin özel tarihi ise 1991 yılında tarihi Lengerhane binasının Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından satın alınmasıyla başlar. Vakıf tarafından, Dr. Bülent Bulgurlu koordinasyonunda titizlikle yürütülen restorasyon çalışmalarının ardından Aralık 1994’de müze ziyarete açılmıştır.

Yaklaşık 2 bin 100 metrekarelik dikdörtgen biçimli arsada tarihi Lengerhane binası, ahşap çatılı küçük bir bina ve taş duvarlar yer alır. Bunların oluşturduğu iç avlunun ve dış mekanın özüne dokunulmadan gerçekleştirilen müze tasarımında, sergilenecek objelerle birlikte binaların dokusunun ziyaretçilere hissettirilmesi amaçlanmıştır.
Tarihi Hasköy Tersanesi


Kısa süre sonra sergileme alanlarının, Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonuna yeterli gelmemesi nedeniyle Lengerhane’nin hemen karşısındaki, harap durumda olan Hasköy Tersanesi satın alınmış ve bu kısımın restorasyonu 2001 yılında tamamlanmıştır. Endüstriyel arkeoloji açısından, en az Lengerhane kadar büyük önem taşıyan tersane, 11 bin metrekarelik bir alana yayılmaktadır. Arsanın üç tarafını büyük bir U biçiminde çevreleyen 14 bina, asıllarına sadık kalınarak restore edilmiştir.

Hasköy Tersanesi, 1861 yılında Şirket-i Hayriye tarafından kendi gemilerinin bakım-onarımı için kurulmuştur. Başlangıçta atölye düzeninde birkaç binadan oluşan tersane, zamanla olanaklar oranında genişletilir. Önce tersaneye 45 metrelik bir ahşap kızak kurulur ve çekme gücü, istimle çalışan bir ırgattan sağlanır. Bu ırgat 1910 yılında elektrikle çalışır hale getirilirken, 1938’de ise 75 ve 76 baca numaralı şehir hattı vapurları Kocataş ile Sarıyer burada inşa edilir. İlerleyen yıllarda Hasköy Tersanesi, deniz ulaşımına dair yapılanma değişikliklerine göre 1980’lere dek sık sık el değiştirmiştir.

Bir devre ışık tutan bu yapılar, Kasım 1996’da Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından satın alındığında ise terk edilmiş durumdaydı. Hasköy Tersanesi’nin Dr. Bülent Bulgurlu başkanlığında yürütülen restorasyonun ardından binaların alan ve yüksekliklerine bağlı olarak müze fonksiyonları belirlenmiştir.

Açık Hava Sergileme Alanı

Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonunun bir kısmı da Hasköy Caddesi’ndeki ana girişten Haliç’e uzanan açık alanda ziyaretçilerin ilgisine sunulmakta. Klasik otomobiller, devasa Turgut Alp Vinçi, B-24 Liberator ve diğer uçaklar, ve daha fazlası müze koleksiyonunun parçası olarak Haliç’e demirli durumdaki Fenerbahçe Vapuru ve TCG Uluçalireis Denizaltısı’na dek uzanmakta.   



Açıkhava bölümündeki bu arabada tüm gelinlerin düğün öncesi mekan çekim alanı olmuş.. Bizde gelin olurken böyle imkanlar yoktu hazır fırsat varken bir resim çektirelim dedik ve atladık arabaya..


Merak ettim araştırdım. Burada çekilen fotoğraflar fotoğrafçı stüdyosunda ne hal alıyor diye. Onu da araştırmacı gazetecilik ruhumla buldum yayınlıyorum. Orada basit çekim olayları nasıl bir hal alıyor bakınız.









Bu müzede her seferinde yeni birşeylerle karşılaşıyorsunuz. Aşağıda İstanbul'un tüm iskelelerin küçük modellerini görüyorsunuz. Haydarpaşa vapur iskelesi beni en çok duygulandıran oldu. 

İnanılmaz güzel iskelelerimizin olduğunu buradan görüyorsunuz. 

Tarihi Haydarpaşa İskelesi

Kadıköy Moda Tramvayı
Sözün kısası; Çıkın Çıkın gidin. Bugün yarın demeyin. En kısa zamanda gezin, önce arabalar bölümünü, lengerhane binasını ve açık hava müzesini gezin.

Bu vapur şimdi Rahmi Koç Müzesinde
 Sonra da 55 yıl İstanbul Adalar Kadıköy hattına hizmet veren ve bir döneme damgasını vuran Fenerbahçe vapurunda tarihi yarımadaya karşı güvertede bir çay için. Benden de tüm tarihe selam söyleyin.